Otizm, günümüzde adını sıkça duymaya başladığımız bir olgu haline geldi. Uzun yıllardır biliniyor olmasına rağmen, hayatımıza ve literatürümüze girişi oldukça hızlı oldu.

Tanı konan çocuk sayısı arttı, otizm ile ilgili alternatif tedavi ve terapi yöntemleri arttı, bu arada insanlar da otizmi daha yakından tanımaya başladı.
Otizm çok geniş bir yelpazede seyreden bir durumdur. Kendi içinde birçok çeşidi vardır. Bazen çocuklarda sadece otizm görülürken, bazen otizmin yanında ona eşlik eden epilepsi, dikkat eksikliği ya da down sendromu görülebilir. Otizme eşlik eden farklı bir durumun olması, otizmde elde edilecek başarıyı etkilemektedir.


Otizmde en önemli nokta erken tanıdır. Aslında birçok aile erken çocukluk dönemimde çocuklarının gelişiminde diğer çocuklara göre farklılıklar gözlese de, ya bunu kendine bile itiraf etmek istemez, ya sebep olar farklı kılıflar bulur, ya da bunun geçici bir durum olduğunu düşünerek zamana bırakır.
Oysa, erken dönemde fark edilen ve eğitime başlanan birçok çocukta, ciddi anlamda ilerleme görmem mümkündür. Ama çocuğun yaşı ilerledikçe, başarı oranında düşüş yaşanmaktadır.
Peki otizmin belirtileri nelerdir, anne babalar çocuklarını gelişimi açısından nelere dikkat etmelidirler.
• Otizmli çocuklar bebeklik dönmelerinde de sürekli huzursuz olan bebeklerdir. Kucağa alınmaktan da hoşlanmazlar, yatağa bırakılmaktan da hoşlanmazlar.
• Aynadaki görüntüsüne bakma, yetişkinin yüzüne gülümseme, güldüren hareketleri, jest ve mimikleri tekrarlama gibi becerileri diğer bebekler kadar çok sergilemezler.
• Nedensiz ve uzun süreli ağlamaları olabilir. Fakat bu durum “Kolik Bebek” durumu ile karıştırılmamalıdır.
• Büyüdükçe ismi ile seslenildiğinde tepki vermeme, arkası dönük iken çağrıldığında dönüp bakmama, göz kontağı kurmama gibi durumlar ortaya çıkabilir.
• Birkaç çocuk bir arada iken, diğer çocuklar ile oynamak, onların elindeki oyuncağı çekip almak yerine, eline aldığı bir oyuncak ile dakikalarca tek başına ve amacına uygun olmayan şekilde oynadığı görülebilir.
• Dönen, ışıklı ve hareketli nesnelere karşı ilgisi vardır. Her çocuk ışıklı ve hareketli, sesli oyuncakları sever. Ama otizmli çocuklar için bu oyuncaklar adeta takıntı haline gelebilir.
• Sterotipik hareketler dediğimiz tekrarlayıcı hareketleri oluşmaya başlar. Sürekli olarak ve bilinçli olmadan yapılan bu hareketler içinde ileri geri sallanma, ellerini sallama, kendi etrafında dönme parmak ucuna kalkma ve parmak ucunda yürüme gibi hareketler olabilir.
• Duyusal hassasiyetleri olabilir. Kalabalık ortamlara girmek istememe, kokulara karşı hassas olma, farklı tatlara karşı töleransının düşük olması bunların içinde sayılabilir.
• İnce motor ve kaba motor gelişimi açısında yaşıtlarına oranla daha geriden gelebilirler. Gelişimsel olarak kendisinden beklenen yaşta olmasına rağmen, hala ayak değiştirerek merdiven inip çıkamamak, kalem tutamamak, bisiklet kullanamamak, işaret parmağı ve baş parmak ile kavrama hareketi yapamamak bunlar arasında sayılabilir.
• Konuşma gelişiminde de gecikmeler yaşanabilir. 3-4 yaşını geçmiş olmasına rağmen hiç ses çıkarmamak, anlamsız ses ve heceler çıkarmak, “Ekolali” dediğimiz papağan konuşması şeklinde konuşmak bunlardan bazılarıdır.
Anne ve babalar için önemli olan iyi birer gözlemci olmak, çocuklarını iyi tanımaktır. Yukarıda sözü edilen bazı belirtiler otizmli olmayan çocuklarda da gözlenebilir.
Bir çocuğun otizmli olup olmadığını belirlemek adına birtakım testlerin yapılması, çocuğun alanında uzman kişilerce gözlenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle çocuğunun gelişimi ile ilgili endişe duyan anne babalar, konuyla ilgili uzmanlardan destek almalıdır. Erken tanı ve erken başlatılan özel eğitim ile gelişme kaydetmiş hatta otizm duvarını aşmış pek çok çocuk vardır.